11 Mart 2012 Pazar

Nanik Obsesif


Çoktan keşfettiğimiz, henüz keşfedemediğimiz, keşfetmeyi reddettiğimiz birçok takıntımız var. Farkında olsak da olmasak da onlar bizi biz yapan, bazen hayatımızı cehenneme çeviren bazense ilginç bir şekilde kolaylaştıran alışkanlık dediğimiz şeylerin biraz mübalağaya uğramış halleri. Adı "takıntı" olduğu için illa ki kötü bir şey olması gerekmiyor. Benim de takıntılarım var. Bazılarını yeni yeni kabulleniyorum. Bazıları ise çoktan bir parçam haline geldi. Örneğin: 
*Birkaç saat sonra iptal edemeyeceğim işler varsa ya da dışarı çıkmam gerekiyorsa, o an hiçbir şey yapamam ve o saati beklemeye koyulurum.
*Ders çalışabilmem için yalnız olmam gerekir. Çalışma salonları ya da kütüphaneler herhangi bir konu üzerinde çalışıyorken benim için pek de ideal yerler değildir.
*Herhangi bir mağazada beğendiğim bir kıyafeti denemek için kabine girdiğimde kamera var mı yok mu diye mutlaka her yere bakarım.
*Belirli aralıklarla odama girdiğimde etrafı kolaçan ederim. Tipik bir balık burcu olarak bazen gerçekten CIA ya da FBI tarafından izlendiğimi düşünürüm.
*Yatmadan önce kapıyı kilitleyip kilitlemediğimi en az 30500 kez kontrol ederim. Sırayla bütün fişleri prizlerden çekerim. Sonra çektiğimden emin olmak için bir 30500 kez de onları kontrol ederim.
*Kitaplarım o kadar değerlidir ki defalarca okuduklarım bile yeni alınmış gibidir. En ufak bir iz, çizgi ya da yıpranmışlık yoktur üzerlerinde. Dolayısıyla onları kolay kolay ödünç veremem. Versem bile tekrar elime ulaşana dek içim içimi yer.
*Herhangi bir şey kafama takıldıysa ya da beni rahatsız ettiyse o an ondan kurtulmam gerekir. Aksi takdirde yapacağım tüm işler sırasında aklım hep o şeyde kalır ve açıkçası o şeyden kurtulmamın sebep olacağı bedensel yorgunluğu, onu saatlerce belki de günlerce düşünmemin sebep olacağı zihinsel yorgunluğa tercih ederim.
*Genellikle hafta sonları önümüzdeki haftanın planını yapar ve o plana ne şekilde olursa olsun sadık kalmaya çalışırım. Kısacası, hangi gün hangi saat nerede ne yapacağım genellikle bir hafta önceden bellidir. Plana sadık kalmamayı sadece telafi edilebilecek sonuçlar söz konusuysa göze alabilirim.
*Kıyafetlerim, ayakkabılarım, elektronik eşyalarım, çantalarım, şapkalarım, takılarım, makyaj malzemelerim ve daha niceleri için aklımda belirli kodlar vardır. Örneğin, sahip olduğum kırmızı bir çanta benim için sahip olduğum kırmızı bir çanta değil "G37Y" kodlu bir nesnedir.
Neyse sevgili okurlarım, bana daha fazla acımamanız için burada kesiyorum. Aslını isterseniz, bu takıntılarımın bir kısmını kontrol edebiliyorum. İstediğim zaman bırakıyor, istediğim zaman yeniden başlıyorum. Bir kısmındansa zaten memnunum. Onlar sayesinde giderek daha az yanlış yapıyorum. Limit sonsuza giderken hayatıma biçtiğim hata payım sıfıra yaklaşıyor ve bu sayede kendimi daha güvende, daha huzurlu hissediyorum. Yine de bazen bunları insanlara açıklamam gerektiğinde zorlanmıyor değilim. Çünkü (kişinin geçmişini, yaşamak zorunda kaldığı olayları ya da o anki psikolojik halini bir kenara bırakırsak) takıntılar sadece vardır, nedenleri nasılları yoktur o kişi için. Biri size "Neden bunu yapıyorsun?" diye bir soru yönelttiğinde verecek cevabınız yoktur. Sadece yaparsınız. Çünkü onu yapmak anlamadığınız bir şekilde size iyi gelir. Kazara ya da isteyerek üzerine gidip bir sebep bulduğunuzda bile bazen inatla devam edersiniz onu yapmaya. İşte böyle durumlarda galiba kendi kendimize de bir soru yöneltmemiz gerekiyor: Hayatı daha hatasız, belki biraz daha huzurlu yaşamak için bunca takıntıya değer mi?

6 yorum:

  1. Sen tam bir araştırma konususun Banu! :)

    Arkadaş, ders çalışma meselesini anladık da bütün haftayı 'saati saatine' planlamak nedir ya? Bana bunu bir açıkla.

    YanıtlaSil
  2. Aslında içlerinde bana en masum görüneni oydu. Plan program işini biraz fazla abartabiliyorum, evet. Ama bu saati saatine yaptığım program beni rahatlatıyor diyebilirim. Çünkü bu programı önüme çıkabilecek elimde olmayan şeyleri de hesaba katarak yapıyorum ve dolayısıyla birçok şeye hazırlıklı oluyorum :)

    YanıtlaSil
  3. Ahahaha bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum :)

    YanıtlaSil
  4. Haha! Öyle öyle. :) Bu arada görüyorum ki doğum gününü kaçırmışım. Burdan telafi edeyim. Doğum günün kutlu olsun, mutlu yıllar.

    Bazinga! I don't care. (Sarcasm)

    ;)

    YanıtlaSil
  5. Yeaayy teşekkür ederimmm ki :)

    YanıtlaSil