18 Mart 2012 Pazar

French Macaroons

O inanılmaz paris tadını anlatacak kelimelerim yok. Yerken hissettirdiği mutluluğu tasvir edemem. Sempatik mi sempatik, şirin mi şirin bir tatlı huzur. Ama o lavantalı olanını yemeyecektim işte! Yeniliklere açık olmayan biri kesinlikle değilim. İnsanların mevcut tatları geliştirme dürtülerini elbette ki anlıyorum. Ama bazı aromaların kullanılmadan önce ya da en azından piyasaya sunulmadan önce bir kez daha test edilmesi taraftarıyım. Bazı şeyler verdikleri tatla öne geçer, bazıları ise kokuları ile. İşte bu yüzden lavanta mutfakta kullanılmadan önce bir kez daha düşünülmeli bence. Çünkü o zaten kokusu ile öne çıkmıştır bir kere. Şu an kullandığım çamaşır yumuşatıcısının lavantalı olmasından mı kaynaklandı bilmiyorum ama lavantalı makaron yediğimde o çamaşır yumuşatıcısını kafama dikmiş gibi hissettim açıkçası. Yıllardır alışık olduğum lavanta kokusunu tatmak gibi bir şeydi. İlk kez tadıyor olmama rağmen garip bir şekilde tanıdıktı üstelik. Artık lavanta tadından hoşlanmadığımdan mı yoksa o makaronu yerken çamaşır makinesinden yeni çıkardığım çamaşırlarımı dişliyormuşum hissine kapıldığımdan mı bilmiyorum, kendisini sevmedim sevemedim. 

PS: Merak edip denemek isteyenler ancak daha beğenip beğenmeyeceğini bilmediği bir şey için 30500 lira da vermek istemeyenler Dr. Oetker amcamızın hazırladığı toz halindeki makaronlardan alıp evde kendileri de hazırlayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder