O kadar uzun zaman olmuştu ki (yaklaşık 5 yıl kadar) televizyon izlemeyeli, kumandayı elime aldığımda gerildim resmen. "Hangi tuşa basıp açacağım? İlk olarak hangi kumandayı kullanmam gerekiyor? Kanalları nasıl değiştiriyorduk?" gibi sorular uçuştu beynimde. Televizyonu açtım açmasına ama açamasam daha mutlu olurmuşum. 5 yıl boyunca televizyon izlemeyerek inanılmaz gündem dışı kaldığımı düşünürken aslında gündemin ne kadar da ilerisinde olduğumu fark ettim. Arada istisnalar olmak kaydıyla reklam sektörünün oldukça geliştiğini zaten biliyorduk ya da internetten takip edebiliyorduk. Peki ya o diziler, programlar, haberler? Mantık hataları almış da başını gitmiş. Mesela yabancı birini getirip izletseniz şu lise/üniversite dizilerini, sanır ki Türkiye'de herkes Benjamin Button. Dizilerdeki liseli karakterler genel olarak büyümüş de küçülmüş gibi. Feleğin çemberinden geçmiş tavırlar, 40-50 yıllık hayat tecrübesine dayanan derin cümleler, biraz kendini beğenmişlik biraz da sorumluluk... Üniversiteli karakterler ise tam tersine çocuk gibi. Hep bir "laylaylom" havası, saçma sapan tripler, ağlamalar/zırlamalar, oyunlar, anne babanın elinden tutup okula gitmeler... Lisede böylesine olgun davranan bu gençlerin kafasına ne düşüyor acaba? Zamanın geriye akmasını sağlayan bir şey bulundu da benim mi haberim olmadı? Yoksa Türk genlerinde bir Benjamin Button'lık vardı da beni mi bulmadı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder