28 Kasım 2013 Perşembe

Karmakarışık

Nedir bu karmakarışık olan şey dediğinizi duyar gibiyim. İnsanın arkasından oynanan dönme dolap oyunlar mı? Gerçekler görüldüğünde hissedilen duygular mı? Örülen duvarlar mı? Yoksa uyulması gereken kurallar mı? Belki hepsi. Belki de hayatın ta kendisi. Benim üzerinde duracağım konu ise nefret. Ne kadar basit görünse de, ne kadar gözle görülebilir olsa da aslında çok ağır bir yük, karmakarışık bir duygular silsilesinin sonucudur. Biraz da kişiliğe bağlı olarak tek bir sebebi de olabilir, birkaç farklı durumun bileşkesinden de doğabilir. Bazen sadece küçük bir soğukluk hissinden alevlenir, bazense karşıdaki kişi bunu gerçekten hak etmiştir. Karşıdaki kişi demişken, aslında bu bir kişi bile olmayabilir. Cümlelerimin gidişatından da anlayacağınız üzere öyle karmakarışık bir duygudur ki nefret, anlatmaya çalıştıkça daha da karışıp sizi bir kördüğümün içinde bırakabilir. Sadede gelecek olursak efendim, nefretin sebeplerinden biri soğukluktur. Bir kişiye ya da bir şeye karşı mantıklı bir açıklaması olmadığı halde hissettiğimiz bir tür itici kuvvettir. Genellikle ilk izlenimden doğar ve içeride tutuldukça büyür. Aslında sadece zamanla büyüyüp bu günlere kadar gelmiş bir histir ve bu yüzden de dindirilmesi en muhtemel olan nefrettir. Diğer bir sebep ise, karşıdaki insanın bunu tamamen hak etmesidir. Bilerek bir kötülük yapmış olabilir, aslında o da kendi nefretinin esiridir. Sonuncu ve en karışık diyebileceğimiz sebep ise dolaylı sebeptir. Yani bir kişiden ya da bir şeyden nefret etme sebebimizin aslında o kişi ve o şeyle doğrudan da bir ilgisinin olmaması durumudur. Bir kızın, hoşlandığı erkeğin sevgilisinden nefret etmesi (her ne kadar biz kızlar için ikinci kategoriye girse de bu durum) bu kategoriyi açıklayabilecek en güzel örneklerdendir. Politik olmaya çalıştığımdan değil ama, son zamanlarda ülkedeki insanların dinden uzaklaşması hatta nefret eder hale gelmesi aslında dinin kendisinden değil ona aşırı bir şekilde bağlı olanların (ya da aslında yobazlaştıranların) dine yüklediği yeni anlamlardan. Ya da ne bileyim, bir ünlüden nefret etme sebebimiz her zaman onun kişiliğiyle ya da yaptıklarıyla bağlantılı olmayabilir aslında. Geçenlerde nette görmüştüm, biri Robert Pattinson'dan nefret etme sebebinin esasında adamın kendisi değil de fanları olduğunu yazmıştı. Tüm bu sebepleri, sonuçları özetlemek daha doğrusu ortak bir paydada buluşturmak gerekirse Justin Bieber diyebiliriz sanırım. Ne kadar ayılıp bayılanı varsa bir o kadar da nefret edeni var sanırım bu "çocuğun". Kimi kızlar onu başka bir kızla gördükleri zaman çıldırıp nefret etmeye başlıyor. Yaşıtı sayılan kimi erkekler onu ve sahip olduklarını kıskandıkları için nefret ediyor. Kimileri genlerinin bozuk olduğunu düşünüp nefret ediyor. Kimileri kişiliğini ve davranışlarını beğenmediği için nefret ediyor. Kimileri ise sadece fanlarının onu bu kadar abartmasına ve yüceltmesine tepkili. Diyeceğim o ki, basit ya da komplike ne sebepten olursa olsun kendinizi bu karmaşadan uzak tutun. Debelendikçe daha çok battığınız, derinlere indikçe belki de yeniden kıyıya çıkamayacağınız bir şey bu. Başta "Ne zaman istersem o zaman bırakırım." diye kendinizi kandırdığınız, gözleriniz açıldığında ise kendinizi kurtaramadığınız bir yol. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder