Kendisi aslında İsviçre-Fransa yapımı olan fondünün ilki ve en ünlüsü peynir fondüdür. Daha sonra elemanın birinin kafasına dank etmesi suretiyle çikolatalısı ortaya çıkmış. Benmari usulü eritilmiş kışkırtıcı çikolatanın üzerine bir miktar da süt eklenerek hazırlanan sos yanında dilimlenmiş kivi, muz, çilek, ananas ya da arzu edilen diğer tropikal meyveler... Çikolatanın altında yanan mum ki uzunca bir sohbet sırasında bile çikolatanın akışkanlığını korumasını sağlar... Her ısırıkta dudaklarınızın, ağzınızın tüm hücrelerinin çikolata banyosu yaptığı hissine kapılırsınız.. Yedikçe yemek.. Yedikçe yemek.. Tekrar yemek.. Tekrar tekrar yemek.. Hep yemek.. Çok yemek.. Yaşasın yemek yemek.. Sırayla tamamlanan bu evrelerin ardından bir şeker komasına girdiğinizi düşünmeye başlarsınız. Haksız da sayılmazsınız. Vücudunuzda tavan yapmış insülin hormonu sanki sizinle konuşmaya başlamıştır ve maaşına zam istemektedir. Son meyve dilimlerini çikolataya batırırsınız o sese kulak vermeden, duymamazlıktan gelerekten. Dudağınızda kalmış son çikolata damlalarını da dilinizle ham yapmışken içinizde bir ikilemle yüzleşmek zorunda kalırsınız. Bir yanda hafif, kelebekler gibi uçuran bir mutluluk diğer yanda alınmış yüzlerce kalorinin verdiği ağırlık. Her şeye rağmen yine yeni ve yeniden isterdim diye geçirerek içinizden ayrılırsınız mekandan...
bbedenimdeki seratonin tavana vurdu okurken. çikolatanın yazısı bile mutlu eder insanı, sonu bisiklet üstünde fazladan birkaç saat anlamına gelse de :)
YanıtlaSilEvet ne yazık ki.. Ama nedense yerken insanın umrunda olmuyor hiçbir şey =))
YanıtlaSilkendime bi blog seçip okumalıyım dedim uyku tutmayınca ve şuanda resmen çıldırazaim canım fondü istiyooorrr bi insan o keyfi ancak bu kadar güzel anlatabilirdi yahu. fondüüüü!
YanıtlaSilWow, teşekkür ederim ki o zaman =)
YanıtlaSilAma gecenin bir vakti canının fondü çekmesine sebep olduğum için suçluluk hissettim biraz :)