2 Şubat 2013 Cumartesi

Müsvedde Hayat

Normal bir insan yaşamının iki önemli devresi vardır. Bebeklik, çocukluk ve ergenlik müsvedde dönemdir. İstediğimiz gibi yazar çizeriz. Beğenmezsek üzerini karalar geçeriz. Müsvedde dönemden sonra temize çekme dönemi başlar ki esas sıkıntılar bu dönemde ortaya çıkar. Küçükken kurduğumuz hayalleri gerçekleştirme peşine düşeriz ancak onları gerçekleştirme yolunda hayat dediğimiz şeyin karşımıza ne tür engeller çıkarabileceğini bilemeyiz. Tahmin bile edemeyiz. Üstelik hayatımızın bu döneminde yaptığımız şeylerin artık geri dönüşü de pek yoktur. Üzerini karalama şansımız çoktan uçup gitmiştir. Bu yüzden her şeyi dikkatlice, enine boyuna düşünerek tek seferde yazmamız gerekir. Sorumluluklar üst üste biner ve gün gelir ezildiğimizi hissederiz. İşte tam da böyle zamanlarda ortaya çıkar çocukluğa duyulan özlem. Küçükken evimizin güzelim duvarlarını saçma sapan renklerle öylesine boyarken, büyüdüğümüzde ancak bir tuvalin üzerine resim yapmayı akıl ederiz. Daha da beteri, yaptığımız o resimde bir anlam ve bir mükemmellik ararız. Demek istediğim şu ki; müsvedde hayatımızı bitirip temize çekmeye başladığımızda özgürlüğümüzün büyük bir kısmını da yitiririz aslında. Her şeyi belli kalıplara sokarız. Çünkü buna mecbur kalırız. Kalıplar olmadan, düzen olmadan yapamayız, başaramayız. Sahiden öyle mi acaba? Ortaya çıkardığımız bu kalıplarla, ördüğümüz bu duvarlar arasında ne kadar bir yenilik yaratabiliriz ki şu hayatta? Bütün yaşamımızı bir müsvedde olarak geçirmemiz ne kadar büyük bir delilikse büyüdükçe ya da yaşlandıkça kendimizi daha da küçük bir kalıba hapsetmemiz o kadar delilik bence. Özlemini duyduğumuz şeyler kendi hazırladığımız müsveddeler değil mi sonuçta? O müsveddeler olmadan nasıl temize çekeriz ki?

2 yorum:

  1. büyük ölçüde katılıyorum fakat çaresizlik vurgusu var sanki? müsvedde hayatı hiç temize çekmeyip onları bir kenarda -daha doğrusu "özel bir yerde"- bırakmak mı gerek? temize çekince de tam beceremiyorsak...

    bu arada epeydir imlada sıfır hatası olan yazı görmemiştim, bir okur olarak teşekkür ediyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yazıyı yazma amacım büyüdükçe insanlara dayatılan her kalıbın doğru olmayabileceğini göstermekti. Bu durum; kendini bilen, güçlü karakterli insanlar için bir sıkıntı teşkil etmeyebilir ancak kırılgan, kendini kurallara teslim etmiş insanlar için bir çaresizliğe dönüşebilir zamanla. Kesin doğru diyebileceğimiz bir cevap da yok ne yazık ki. Mesela, temize çekmeyi beceremeyenlerin belki de müsveddeleri yaşaması gerekiyordur, belki onlar müsveddelerle mutludur. Ama kimileri de var ki müsveddeleri bir kenara bırakıp hayatına devam etmeli.

      Uzun zamandır yazmamış olmama rağmen hala yazılarımı takip ettiğin için ben de sana teşekkür ediyorum :)

      Sil