Efendim gün geçmiyor ki Facebook sayfamı açınca yeni bir "relationship" görmeyeyim! Neymiş Bıdı Bıdı Hede Hödö ile aşna fişna yapmaya başlamış. Bunu bilmek istediğimi de nereden çıkardın acaba sayın Facebook?! Altına hemen "like" yapıştıranlardan bahsetmek dahi istemiyorum. Zira biraz kırıcı olabilirim. Sonracığıma Berkecan Ikınsı ile mercimeği fırına vermiş. Böyle bir durumda beni tek alakadar eden şey "Mercimek pişmiş mi, pişmemiş mi? Piştiyse nerede?" olur. Bir de Abuzittin var, Zübeyde ile seviyeli bir ilişkisi olan. Laf aramızda, bu çift gerçekten de çok sıkıcı. Yanlış anlaşılma olmasın, sevgilim yok diye insanları kıskanıyor değilim. Durum sandığınız gibi olsaydı, şu an yazı yazmak yerine, elimde çürük domateslerimle kapılarına çoktan dayanmış olurdum. Bazı Sevgililer Günü'nde bunu yapmak içimden geçmiyor değil aslında. Takdir edersiniz ki ben tek başıma sinemaya giderken, kendi kendime hediyeler alıp avunmaya çalışırken, etrafımda her şeyi "kuşlar, böcekler, çiçekler" olarak gören, kendini harikalar diyarında sanan Alice çakmalarının varlığı rahatsız edici olabiliyor. Yakışıklı birini gördüğünde ve o sana gülümsediğinde hani kalbin kızarmış ekmeğin üzerindeki tereyağı gibi erir ya, işte sayenizde ben de bu duyguyu artık alışveriş yaparken hissetmeye başladım beyler. Zaten eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, hangi erkek bir mağaza kadar iyi davranabilir ki? Hangi erkeği size uymadığını gördüğünüzde gidip iade edebilirsiniz ki? Hangi erkek için her zaman sevgilisi haklıdır ki? Ama mağazalarda sıfatınız müşteridir ve her zaman haklısınızdır. Bir sevgiliye sahip olmanın elbette mükemmel yanları da vardır. Mesela regl olduğunuzda triplerinize katlanmak zorunda olan biri kulağa hiç de fena gelmiyor. Ya da boş zamanlarınızda odanızda kös kös oturup blogunuza yazılar yazmak yerine, yazmak istediklerinizi yaşayabilirsiniz de. Çünkü sevgilinizin olması demek, size her zaman eşlik edebilecek birinin olması demektir. Zaten bazıları aşkı yazar, bazılarıysa yaşar. Her neyse, amacım Küçük Emrah modunda bakışlar atıp kendimi acındırmak değil. Belki bir sevgilim yok ama bana en az onun kadar değer veren arkadaşlarım var. Bugüne kadar hiçbir telefonumu geri çevirmeyen, her zırlamamda yanımda olan, her saçmalayışımda bana katılan, her mutlu anımda bir şampanya patlatan arkadaşlarım... Hani ilkokulda falan "En iyi arkadaşınızı anlatın." temalı şeyler yazmamızı isterlerdi ya, ben hiçbir zaman yazamadım. Sorun yazmakta değildi. Sadece en iyi arkadaşım diyebileceğim biri yoktu. Onlar birden çoktu. Benim birbirinden mükemmel arkadaşlarım vardı ve hepsi en iyiydi. Kim olduğunuzu gayet iyi biliyorsunuz. Sizi çok seviyorum. Xoxo... Gossip Girl ;)
Benim sevgilim de yok arkadaşım da yok lan. Benim senden daha çok zırlamam lazım. Ama en azından regl olmuyorum ben. Bu da benim için bir teselli armağanı.
YanıtlaSil