Ta kendisiyim efendim. Bardağa dolu tarafından bakacak olursak (ki bu taş çatlasa birkaç damla eder) benden dengelisi, benden güçlüsü olamaz bu dünyada. Bütün zıtlıkları bir bünyede toplamayı başarmış, hayalperestin önde depar atanıyken bir o kadar da rasyonelin tekiyim ne de olsa. Yani en azından böyle beklentiler içinde olanlar var. Ama size bir sır vereyim, yükseleni aslan olan bir balık bilimsel bir inceleme konusu olabilecek kadar dengesizdir aslında. Kendimden biliyorum. Öncelikle, aşırı mantıklılık ve aşırı duygusallık kavramlarının tek bir insanda toplanma durumu hiç de kuvvetle muhtemel değildir. Hatta olasılığa vuracak olursak işi, 0'ın altında 10 derim ben! Balık dediğin kırılgandır, aslansa güçlü. Sorun da tam olarak burada başlıyor. Bu durumda yükseleni aslan olan bir balık biraz kırılgan biraz güçlü yani çok da dengeli bir karakterdir diyemeyiz malesef. Çünkü sonuçta oluşan kişi kendini güçlü mü güçlü sanan dolayısıyla ne derece kırılgan olduğunun farkında bile olmayan bir zavallıdır aslında. Her ne kadar aklıyla hareket ettiğini düşünse de, mantığının önüne hiçbir şeyin geçemediği tek yer bile hayalleridir. Aslanın sabit fikirleri vardır mesela, balığınsa bir saatinin diğerine uyduğu görülmemiştir. Anlatmak istediğim şu ki; mantığın ve gücün sembolü aslan ne yazık ki balığın duygusal ve kırılgan yanını tam anlamıyla ele geçirmeyi başaramaz. Bu yüzden kafası zaten sürekli karışık olan balığı çözülmesi imkansız bir kördüğümün ortasında bırakır da gider ancak. Nasıl değer vermek sadece matematikte işe yarayan bir yöntemse, zıt kutupların birbirini çekmesi de yalnızca fizik için geçerli bir kanundur. Şimdi lütfen dengesizliğimin kusuruna bakmayın. Ben gerçekçi biri olduğumu düşünürken, aslında kendi hayal dünyamda yaşadığımı yüzüme vurmayın. Bu rüya için uyuyayım, bırakın.
PS: İnatla bana ayna tutmak isteyen olursa, kendisini -10 derecede balık tutmaya davet ediyorum şimdiden. Ardından, balta girmemiş bir ormanda aslanın tekine yem oluruz belki. Maksat karınlar tok olsun.